Microsoft Exchange Server 2010 kurulumu yapmak istiyorsanız, aşağıdaki gereksinimlere dikkat etmeniz gerekiyor.

Exchange kurulumu sırasında dil paketlerini internet üzerinden indirebilirsiniz.

Microsoft Exchange Server 2010 için 2007 Office System Converter: Microsoft Filter Pack yüklemeniz gerekebilir.

Yukardaki bağlantıdan bileşeni indirebilir, sonrasında kuruluma devam edebilirsiniz.

Google’ın kullanıcı başına yıllık 50$ istediği Gmail servisine, IBM’den yıllık 36$’a karşılık geldi. IBM’in yeni çıkardığı Webmail olan LotusLive iNotes, aylık 3$’a kullanım imkanı buluyor. Uzun yıllar Beta’da kalan Gmail, Beta’dan çıkar çıkmaz servisi için yıllık üyelik bedeli istemeye başlamıştı. Bu nedenle Gmail’i bırakmaya hazırlanan kurumsal müşterileri kapabilmek için IBM LotusLive’i 3$ gibi bir fiyattan kullanıma sunmuş olabilir. Yalnız servis karşılaştırması yaptığımızda, Gmail hala önde gözüküyor. Kapasite ve servis seçenekleri bakımından IBM, Google’ın gerisinde kalmış durumda.

Fakat ümitsizliğe kapılmamak lazım. Microsoft Exchange Server 2010, Google ya da IBM’in size sunamayacağı bir çok servis ile birlikte geliyor. Özellikle kurumsal şirketlerin, Webmail ile işlerini bir yere kadar götürebileceklerini biliyoruz. Outlook için yapılan sync tool’lar da Gmail’i hiç bir zaman Exchange’in seviyesine getiremeyecektir. Microsoft Exchange Server 2010’u, çok uygun fiyatlarla, Aralık ayında hosting firmalarından satın alabileceksiniz. Kısacası eli yüzü düzgün bir hizmet için, bir kaç ay daha beklemek zorunda kalacaksınız.

Windows 7’ye Günler Kala İnternette Yeni bir Heyecan Fırtınası Başlar, Windows 7 ve potansiyel kullanıcı arasındaki elektrik iyiden iyiye hissedlir olmuştur. Windows 7 ve potansiyel kullanıcı arasındaki ilk tanışmaya şahit oluruz:

Windows 7: “Internet benden sorulur” diyenlere Hodri Meydan

• Windows 7 ile 7 gün 7 gece geçirmek için , Deney7 yarışmasına katıl!
• Bu keyifli ve özel Deney’e katılacak 2 kişiden biri ol
• Sana verilen görevleri rakibinden önde tamamla
• Sanalda kitleleri ardından sürükle ve
• 20.000 TL Bonus Ödülünü kazan

Potansiyel kullanıcı (düşünür , gözleri heyecanla parlar): ….

Windows 7:Hadi Hadi! Okumaya Devam Et!

Potansiyel kullanıcı : Deney 7 mi dedin biraz önce ? O nedir ?

Windows7 : Yakında yeni album çıkarıyorum. Albüm Microsoft’tan Windows 7 ismiyle çıkacak.Yeni bir menejer arıyorum, Deney7 de bu arayışın kod adı

Potansiyel kullanıcıı: Windows 7’den bir kuple okur musun bize ?

Windows7: Ehem..öhhö…tabi..bi mi minör verir misin canım

“ PC , internet, mobil platform;
Hepsi bir şekil bir form
Hepsini takip etmek zor
Nasıl biter bu dert Windows7’ye sor …

Oh yeah yeah (x2)

Aradığın heyecan,teknoloji, yenilik burda
Windows 7 ile boyut değiştirmeye hazır ol d a
Hele bi önce Deney 7’ye kaydolda
Merakın, tecrüben, yeteneklerinle Kaybolma”

Potansiyel Kullanıcı: Ritim hemen dinleyeni yakalıyor, çok güzel. Peki bu deneye katılanlar ne kazanacak ?

Windows7: Bir kere benimle tam 7 gün 7 gece bir mekanda başbaşa olacaklar.
Birinciye tam 20.000 TL değerinde bonus yüklü Garanti Bonus Card hediye edilecek. E tabi bir de online olacağı için herşey adım adım bütün ayrıntıları ve heyecanı www.deney7.com adresinden bire bir izlemek mümkün.

Potansiyel Kullanıcı ( sesi titrer ve kalp atışları hızlanır …güp güp güp güp) :
E…ee…şey …( ağzının sularını elinin tersiyle silerek) Tamam , peki ne yapmak gerekiyor?

Windows7: Şimdi bir kere “Deney 7” yarışmasına katılmak isteyenler, kendi özgün yaratıcılıklarını ifade eden video, resim, blog vb. gibi bir eser ile www.deney7.com adresi üzerinden başvuracaklaaaaaaaaar
Sonra da 7 Ekime kadar ilk elemelerde 2 kişi seçilecek.
İşte Bu 2 kişi, biri erkek biri dişi, benimle bir mekanda 7 gün geçirecek ve bunların hepsi online yayınlanacak.

Şok Şok Şok , Flash Flash Flash !

7 gün boyunca 77 görevleri olacak.Bu görevler arasında İnternet üzerinden sosyal ağlara bağlanmaktan, bilgisayar üzerinde film kurgulamaya, bankacılık işlemleri gerçekleştirmekten online alış verişe, sanal topluluklar oluşturmaktan, web ortamında fotoğraf albümü hazırlamaya kadar çok büyük bir kısmı sanal alemde gerçekleştirmeleri gereken işlemler yer alıyor.

Potansiyel kullanıcı: Peki ilk eleme sonuçları ne zaman belli olacak ?

Windows7 : Valla 14 ekim’de açıklayalım diyorum , çok uzatmayalım.
İlk elemede belirlenen biri kadın, diğeri erkek olan iki finalistin isimleri 14 Ekim 2009 tarihinde kamuoyuna açıklanacak.

Potansiyel kullanıcı: Bence de! Hatta ben de gidip kayıt olayım ( www.deney7.com)

Windows 7: Hazır ol, 7’den geriye sayıcam , start deyince BAŞLA

Potansiyel kullanıcı ( tozu dumana katmış , çoktan deney7 mekanına varmıştır bile )

1 ay sonra…Meksiko City

Windows7’ye bir mektup gelir, potansiyel kullanıcı göndermiştir mektubu.

Sevgili Windows7 ,
Seni ilk gördüğüm andan beri hayalinle yaşıyorum. Seni görmek , seninle internette dolaşmak, mobil uygulamaları kullanmak…PC’imin bile havası değişti… Yaşadığımız her an keyif ve heyecan doluydu…Benim için dünyamı değiştiren bir ilk oldun , aşkımızın daim olmasını diliyorum …
P.S. Potansiyelimi de kullanıp gerçekleştirdim bu arada!
Her şey için teşekkürler ,
Seni Seviyorum 

İmza: Windows7 kullanıcısı

Evet, mükemmel bir haber daha! DPM 2007’de almış olduğunuz sanal sunucu yedekleri, sadece yedek aldığınız sunucu üzerine dönülebiliyordu. Bazı trickler yaparak, sunucu üzerine döndürebiliyordunuz fakat şöyle bir düşünün. Ana sunucunuz patladıysa, sanal sunucunun yedeğini bir yerlere dönebilmeniz için illa ana sunucunun baştan kurulup, System State yedeğinin dönülmesini mi bekleyeceksiniz? İşte bu Microsoft’a da saçma gelmiş olacak ki DPM 2010’da bunu değiştirmişler. Zaten DPM 2007, Microsoft’un en mantıksızca hazırlanmış bir yazılımıydı benim için. Mükemmel bir teknolojiye sahip olmasına rağmen (VSS), detaylıca düşünülmemesinden midir yoksa gerçekten akıl edilemiyor muydu bilmiyorum ama DPM 2007 SP1’ye kadar bir çok şey eksikti. Fakat şimdi DPM 2010 ile birlikte, A sunucusundan aldığınız Hyper-V yedeğini, B sunucusu üzerine Restore edebiliyorsunuz. Bu da size zamandan tasarruf sağlıyor. Umarım Exchange 2010 için de önemli güncellemeler yapmışlardır.

Şirket hesabım üzerinden mail gönderirken, sertifikalı yollamaya özen gösteriyorum. Aslında böylece o maili benim attığımı ispatlamış oluyorum diye düşünüyorum. İçersinde yazanları, onayladığımı gösterir bir işaret olduğunu düşünüyorum. Tabi bir de görünümü daha güzel oluyor Outlook’ta, bu da bir etken :) Örneğin sertifikalı bir mail geldiğinde, posta kutunuzda şu şekilde görüyorsunuz maili:

Microsoft Office Outlook 2010’da menüler değişmiş durumda. Bu yüzden screenshot alarak anlatması sizin için daha kolay olacaktır. Öncelikle email adresim için bir SSL sertifikası alıyorum. SSL sertifikası, satın aldığınız yere göre farklılık gösterebilir belki ama ben COMODO üzerinden aldığım sertifikayı, çift tıklama ile Windows7 üzerine yükledim. Şimdi sertifikamızı aktif hale getirmek ve her maile ekleyebilmek için aşağıdaki adımları takip ediyoruz.

Öncelikle Outlook penceresinin üst sol kısmındaki File tab’ına geçiş yapıyorum.

Sonrasında File içersinden Options’a giriyorum.

Options altından, Trust Center’a geçiş yapıyorum.

Buradan ise Trust Center Settings altına düşmem gerekiyor.

Şimdi karşıma çıkan pencereden, Email security altına giriş yaparak, sertifikayla ilgili işlemleri yapmaya başlıyorum.

Bu menüden sertifikanızı seçebilir, yayınlanma durumlarını ayarlayabilir, hatta GAL’a sertifikanızı publish edebilirsiniz.

Sertifikanızı, OWA üzerinden de kullanmak istiyorsanız, OWA’nın ayarlarından da bu özelliği ayrıca aktif hale getirmeniz gerekiyor.

Microsoft, Azure ile birlikte internet ortamını tümden değiştirmeye hazırlanırken, bunun için farklı ülkelerdeki veri merkezi sayısını arttırmaya devam ediyor. Bildiğiniz gibi Cloud Computing ile siteniz bir çok farklı noktadan yayın yaparken, ziyaretçileriniz kendilerine en yakın olan noktadan sitenize erişim sağlıyorlar. Cloud Computing için olabildiğince farklı noktadan yayın yapılabilmesi gerekiyor. Şuan Türkiye’de Cloud Computing hizmeti vermeye başlayan bazı firmalar var, fakat bu firmaların hizmet kalitesinin ne kadar iyi olduğunu bilmiyorum. Dünyanın bir çok noktasındaki Datacenter’lardan kiralık sunucu hizmeti alıp, Cloud Computing işine girişmek bence çok yanlış olacaktır. Çünkü olası sorunlarda, uzaktan yapabilecekleriniz çok sınırlı. Bu yüzden Cloud Computing’te, dünyanın farklı noktalarından sunucu kiralayan firmaları değil, dünyanın farklı noktalarında veri merkezi olan firmaları seçmek daha akıllıca bir seçim olacaktır. Tabiki Microsoft uzun zamandır bunun farkında ve elindeki veri merkezi gücünden daha iyi yararlanabilmenin bir yolunu bulmuş durumda. Microsoft, Azure projesi ile dünyanın bir çok farklı noktasındaki veri merkezlerini, web sitesi sahiplerinin kullanımına açacak ve kendi veri merkezleri üzerinden yayın yapabilmesine olanak sağlayacak. Azure için ise veri merkezi sayısını arttırmaya devam ediyor.

Microsoft’un kurulumunu yapmakta olduğu veri merkezlerinden bir tanesi ise İrlanda’nın başkenti Dublin’de. Dublin’in datacenter’lar için çok önemli bir özelliği söz konusu. Dublin’in dış hava sıcaklığı -5 derece ile 27 derece arasında değişiyor. Bu da veri merkezleri için mükemmel bir imkan sunuyor: Free Cooling. Makina mühendisliği okuduğum için Free Cooling sisteminin onlara ne gibi avantajlar sağlayacağını çok iyi biliyorum. Free Cooling ile birlikte Microsoft çok büyük bir soğutma tasarrufu sağlayacaktır. Zaten Microsoft’un planına göre bu datacenter, yıllık %50 enerji tasarrufu sağlamış olacak. Kısacası Dublin’deki bu datacenter, Green Datacenter’lar için bir örnek teşkil etmiş olacak. Microsoft, bu avatajları kullanarak, Amerika dışındaki en büyük (mega datacenter) veri merkezini, Dublin’e kuruyor. Umarım veri merkezinin kurulumu tamamlanır ve daha yakından bakabilmemiz için bazı imkanlar sağlarlar (mesela ücretsiz gezi gibi :P), sağlarlar bence! :)